İtalya’ya ne zaman gideceğinize karar vermek aslında görmek istediğiniz şehirlere ve yapmayı planladığınız şeylere bağlıdır. İtalya’ya gelen pek çok ziyaretçi Paskalya, temmuz ve Ağustos gibi belli başlı tatil zamanlarını tercih eder. Aslında durum bizde de aynıdır. Pek çok türk ziyaretçi genelde bayramları tercih eder. Ancak bu bayramlar Temmuz ve Ağustos aylarına ya da Paskalya’ya denk geliyorsa kalabalığın daha az olduğu Mayıs, Haziran, Eylül ve Ekim aylarını tercih etmekte fayda vardır. Özellikle Roma, Venedik ve Toskana’yı gezmeyi düşünüyorsanız. Temmuz ve Ağustos büyük şehirlerde dayanılmaz derecede sıcak ve nemli olabiliyor.
Floransa’dan geçen Arno nehrinde gün batımı
Ayrıca büyük şehirlerde çok görülmese de bazı yerlerde restoran ve işletmelerin bir kısmı tüm Ağustos ayı boyunca kapalı olabiliyor. Floransa gibi büyük ve turistik bir şehirde bile buna rastlamanız mümkündür. Gündüz öğle saatlerinde yapılan ve en önemli Latin geleneklerinden olan siesta’dan (öğle uykusu) bahsetmiyorum bile! Bu nedenle gitmeden önce gidilecek restoran ve kafelerin eğer varsa internet sitelerine bakıp kontrol edilmeli ve hatta bilinen bir yerse önceden rezervasyon yapmakta fayda var çünkü isim yapmış birçok mekanda rezervasyonsuz yer bulmak bir hayli zordur.
Revaklar şehri Bologna’da San Stefano Meydanı (Piazza San Stefano)
Bu arada İtalyanlar resmi tatillerinden de asla vazgeçmezler. Bu onlar için ailenin bir araya geldiği dönemlerdir, ki ailenin İtalyan yaşam kültüründe çok önemli bir yer tuttuğunu söylemiştik. Dolayısıyla dükkanlarını ve mağazalarını kapatıp giderler, şimdiden uyarmış olalım!
Floransa’daki Michelangelo tepesinden şehir manzarası
İtalya’yı gezmeyi planlarken, hele ki ilk defa gidecekseniz, bazı zor seçimler yapmanız gerekebilir. Zira ülkenin dört bir yanı ayrı ayrı güzellikler sunduğu için ülkenin çoğunu hakkıyla dolaşmak yıllarınızı alabilir. Genellikle ilk gidilen yerler olan Roma, Venedik ve Floransa insanı büyülediği için tekrar aynı yerlere gitme isteği uyansa da İtalya’nın daha küçük ve eşsiz yerlerini de keşfetmeli.
Kendi ismini verdiği meşhur şaraplarıyla ünlü olan Chianti bölgesinin üzüm bağları ve suratlardaki ifade 🙂
Günümüzde İtalya’ya yapılan turistik geziler genelde büyük ve merkez olmuş birkaç şehri kapsamaktadır. Ziyaretçiler farklı bölgelerde yer alan iki yada üç büyük şehri seçip her birinde ortalama ikişer gün geçirip turlarını tamamlamaktadır. Ancak İtalya’yı ve özellikle her bölgenin sunduğu tarihi ve coğrafi zenginlikleri keşfetmek için bölge bölge gezmek çok daha kolay ve yararlı olacaktır.
Kızıl mimarisiyle ünlü Bologna’nın birbirinden güzel caddeleri
Bunun için öncelikle her bölge için bir şehir merkez seçilebilir. Rotanızı şu şekilde oluşturabilirsiniz: Orta İtalya ve Sardinya adası için Roma; Umbria ile doğuya uzanan Adriyatik beldeleri de dahil olmak üzere Toskana bölgesi için Floransa; Veneto ve Dolomitler için Venedik; Emilia Romagna için Bologna; Piemonte ve batıya uzanan İtalyan Rivierası için Milano ve güney bölgeler ile Sicilya için de Napoli’yi merkez alıp gezebilirsiniz. Bu bölgeleri teker teker, hem merkez aldıkları büyük şehirler hem de kırsal bölgelerinde barındırdıkları zenginlikler ile detaylı bir şekilde gezip görebileceğiniz gibi, klasik bir Roma gezisi yapıp buna Floransa ve Toskana’nın sanatsal güzelliklerini ya da Milano ve Venedik’in romantik atmosferini de ekleyebilirsiniz. Bu tamamen sizin zamanlamanıza, zevkinize ve tabiî ki bütçenize bağlı.
Pienza yakınlarından tipik bir Toskana manzarası: Yumuşak tepeler ve sıra sıra servi ağaçları
Ancak kesin olan bir şey vardır ki, o da İtalya’nın büyüsünün farklılıklarının birlikteliğinde yattığıdır. Bu büyüyü yakalamak için kesinlikle hem kuzeyin hem de güneyin çeşitliliğini ve zenginliğini keşfetmeniz, hem de şehrin ve kırsal bölgelerin kendine has güzelliklerini birleştirip İtalyan yaşam biçimini anlayarak bunun tadına varmanızdır. İtalya’nın bugün Dünya’nın en çok turist çeken ülkelerinin başında gelmesi bir tesadüf değildir. Bunun böyle olmasında İtalyanlar’ın ülkelerini, şehirlerini ve bunların barındırdıkları tarihi ve doğal güzellikleri koruyup, çok güzel pazarlayabilmelerinin oranı yüzde 30 ise emin olun %70’i de ülkenin barındırdıkları zenginliklerden dolayı bunu gerçekten hak ediyor olmasıdır. Dolayısıyla hep aklınızın bir ucunda olsa da İtalya’ya henüz gitmemiş ya da çeşitli nedenlerle ertelemiş olabilirsiniz. Zevkler kişiden kişiye değişse de şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz: İtalya Dünya’da görülmesi gereken en güzel ülkelerin başında geliyor…
