Pisa Gezilecek Yerler ve Pisa Kulesi
Daha önceki Lucca yazımda da belirttiğim gibi Floransa’dan günübirlik gidilip gezilecek birçok şirin ve sakin Toskana köy ve kasabası var. Bunların bazılarına otobüs ve trenle gidebileceğiniz gibi bazılarına da, daha kolay bir ulaşım için araba kiralayabilirsiniz. Lucca ve Pisa, Floransa’dan trenle günübirlik gidilip ikisinin de aynı gün gezilebileceği yerler. Floransa gezimizde biz de bir günümüzü ayırıp trenle Lucca ve Pisa’yı gezdik. Günün ilk durağı Lucca’ydı ve Lucca gezi rehberine şu linkten ulaşabilirsiniz. Lucca’dan sonraki durağımızsa meşhur eğik kulesiyle tüm Dünya’da ün yapmış olan Pisa şehri. Lucca’ya 3-4 saatimizi ayırıp, öğle yemeğimizi de burada yedikten sonra tren istasyonuna gidip Pisa trenine biniyoruz ve rotamız Pisa!
Pisa’ya nasıl gidilir, ne kadar kalınır?
Siz eğer Lucca’dan değil de Floransa’dan direkt Pisa’ya gidecekseniz yine Santa Maria Novella tren istasyonundan trenle ortalama 1 saat 10 dakikada buraya ulaşabilirsiniz. Floransa Pisa arası ortalama 80 km. Ama ben size kesinlikle sabahtan Lucca’ya gitmeyi, önce orayı görüp öğlen gibi de Pisa’ya geçip orayı da gördükten sonra trenle Floransa’ya dönmenizi öneririm. Lucca’yı sakinliğinden ötürü daha çok sevdiğimizi söylemeliyim. Lucca’ya ortalama 3, Pisa’ya da 2-3 saat ayırdık. Lucca’ya oranla Pisa’da daha az zaman geçirdik çünkü Pisa’da görülecek en önemli yerler Campo dei Miracoli (Mucizeler Meydanı) denilen yer ve civarında. Şehrin geri kalan kısmındaysa öyle görülecek çok önemli bir şey yok. Pisa şehri 2. Dünya Savaşında ciddi anlamda bombalandığı için şehrin büyük bir bölümü yeniden yapılmış ve modern bir görüntü çiziyor. Bu nedenle turist kalabalıklarının genelde Campo dei Miracoli ve civarında yoğunlaştığını göreceksiniz. Şehrin geri kalan kısmınınsa öğrenci şehri olmasından dolayı yine hareketli olduğunu göreceksiniz. Lucca Pisa arası ortalama 20 km ve trenle yarım saat sürüyor. Floransa-Lucca, Lucca-Pisa ve Pisa-Floransa yolculuklarınızın hepsinin biletlerini önceden Floransa tren istasyonundan almanızı öneririm. Bir de Floransa’ya geri dönerken Floransa diye geçen 2 tren istasyonu var, siz Floransa Rifredi’de değil de son durak olan Floransa SMN yani Santa Maria Novella istasyonunda ineceksiniz, aklınızda bulunsun.
Pisa’nın kısa tarihi ve gezilecek yerler
Pisa şehri 11. ve 13. Yüzyıllar arasında en parlak dönemlerini yaşamış. Arno nehri şehrin tam ortasından geçtiği için denizcilik faaliyetleri oldukça gelişen Pisa’da, bu yüzyıllar arasında şehir donanması bütün Batı Akdenize hâkim olmuş ve Pisa İmparatorluğu’nun toprakları Tiren kıyısından aşağıya Korsika, Sicilya, Sardinya, Suriye, Filistin ve Mısır ‘a kadar uzanmıştır. Akdeniz ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ilişkiler kurulmuş ve bu ülkelerden etkilenilmiştir. Örneğin şehrin en ünlü yapılarından olan Pisa Katedrali’nin duvarlarında Mağrib kültürünün esintileri olan Palmiye ağacı figürleri görülebilmektedir. Zaten bugün kentin en önemli yapıları olan Pisa Katedrali (Duomo), Vaftizhane ve meşhur eğik Pisa Kulesi (campanile) de bu zengin ve güçlü dönemin ürünüdür. Ancak ilerleyen yıllarda Arno Nehri’nin ağzı alüvyonlarla dolmaya başlayınca, Pisa denizden uzaklaşmaya başladığı için ekonomik faaliyetler gerilemiş ve şehir giderek zayıflamıştır.
Pisa’ya giden turistlerin büyük bir kısmı eğik kulesi için gidiyor ve şehrin geri kalanı hakkında çok da bir fikirleri yok. Zaten az önce de belirttiğim gibi gezilecek yerlerin çoğu eğik Pisa Kulesi’nin de yer aldığı Campo dei Miracoli ve civarında yer alıyor. Şehrin geriye kalan büyük bir kısmı herhangi büyük ve modern bir şehirden farksız. O yüzden Pisa gezinize ortalama 1-2 saat ayırmanız yeterli olacaktır.
Campo dei Miracoli ya da Piazza del Duomo
Mucizeler Meydanı (Campo dei Miracoli) ya da Duomo Meydanı (Piazza del Duomo) olarak anılan bu meydan Pisa’nın mimarlık hazinelerinin hepsini bir arada barındırıyor. Vaftizhane, katedral, katedralden ayrı duran eğik çan kulesi Campanile ve anıtsal bir mezarlık olan Campo Santo bu meydanda yer alıyor. Tren istasyonunda indiğinizde kalabalık turist gruplarını takip ederseniz büyü ihtimalle bu meydana çıkacaksınız. Şimdi gelelim mucizeler meydanındaki eserlerin hikayelerine.
Pisa Vaftizhanesi (Battistero)
1152’de yapımına başlanan Vaftizhane’nin yapımı tam 211 yıl sürmüş ve 1363 yılında tamamlanabilmiştir. İtalya’daki en büyük Vaftizhane sayılan Pisa Vaftizhanesi Aziz Yahya’ya adanmış ve tepesi onun heykeliyle taçlandırılmıştır. Kubbesiyle Mucizeler Meydanı’nın en güzel eserlerinden biridir ve içeriye girmek istiyorsanız kalabalık turist kuyruklarını göze almanız gerekmektedir. Genel olarak Romanesk ve Gotik tarzda inşa edilen Vaftizhane’de Bizans ve İslam kültürünün de etkisi görülebilmektedir. Bunun nedeniyse yapımının 4. Haçlı seferi sonrasına denk gelmesidir. Vaftizhane de Pisa Kulesi’yle aynı alanda yapıldığı için o da zeminin kusurlu toprağından etkilenmiş ve çok hafif derecede eğilmiştir. Ancak bu eğilme fark edilemeyecek kadar azdır (0.6 derece). Vaftizhane içerisinde en çok ilgi gören eser Nicola Pisano’nun 1260’da yaptığı mermer vaiz kürsüsüdür.
Pisa Katedrali (Duomo)
Yapım çalışmaları 1063 yılında başlayan katedralin 12. Yüzyıldan kalma ve değişik motiflerle süslenmiş 4 katlı ön cephesi gerçekten de görülmeye değerdir. Katedralin duvarları da Carrara mermeri denilen beyaz parlak mermerle yapıldığı için muhteşem bir görüntü sergilemektedir. Mimari Buscheto’dur ve usta mimar haklı bir gururla katedralin sol uçtaki kemerine “Bu mermer kilisenin bir eşi daha yoktur” diye yazmıştır. Gerçekten eşine nadir rastlanacak eserlerden biri bu katedral. Katedrale giriş ücretsiz. İçeride mutlaka görülmesi gereken eser de Giovanni Pisano’nun 14. Yüzyılda yaptığı mermer vaiz kürsüsüdür. Biletleri şuradaki internet sitesinden alabilirsiniz.
Pisa Kulesi ve hakkındaki ilginç bilgiler (Torre di Pisa)
Öncelikle Pisa Kulesi’nin hikayesi ve neden eğri olduğuyla başlayalım. Kule’nin bulunduğu alana Campo del Miracoli yani Mucizeler Meydanı deniliyor. Pisa Kulesi de aslında yine bu meydanda yer alan ve yapımına kendisinden yaklaşık 100 yıl önce (1063) başlanan Pisa Katedrali’nin çan kulesi olması için yapılmıştır. Yapımına 1173’te başlanan kule sekiz katından üçüncüsü çıkılmışken eğilmeye başlıyor. Ancak bu eğrilme kulenin yapımını engellememiş ve 1350 yılında kulenin inşası tamamlanmıştır. 54.5 metre olan Pisa Kulesi’nin eğimi yüzyıllar boyunca sürmüş ve 20. Yüzyılda yapılan ölçümlerde kulenin ana akstan 4.5 metre uzaklaştığı saptanmıştır. Yıkılacağından korkulduğu için 1990’larda bir ara ziyarete kapatılmıştır. Eğimin karşı tarafından biraz toprak çıkarılmasıyla 2000’li yılların başında eğriliği %10 oranında düzeltilmiş olsa da çalışmalara devam edilmiştir.
Nihayet 2008 yılında yıllar süren mühendislik çalışmaları sonucunda kule sabitlenmiştir. Pisa Kulesi’nin eğiminin 200 yıl daha değişmeyeceği öngörülmektedir. Pisa kulesine önceden yapılacak rezervasyonla çıkabilirsiniz. Kuleye çıkış ücretiyse 18 Euro. Kule’yle beraber Vaftizhane, Camposanto Mezarlığı ve Sinopie Müzesi’nden birini seçerseniz ekstra 5, ikisini seçerseniz ekstra 7 ve üçünü de seçerseniz ekstra 8 Euro ödemeniz gerekiyor. Biletleri şuradaki internet sitesinden alabilirsiniz. Hatırlatmakta fayda var Museo dell’Opera del Duomo müzesi ve Opera Sarayı ve Müzesi ve yanındaki saray (Palazzo) da 2014 yılından beri restorayon nedeniyle kapalı.
Campo Santo Mezarlığı
Katedral ile Vaftizhane’nin arkasında yer alan ve 13. yüzyıldan kalan bu dikdörtgen beyaz yapı bir anıtsal mezardır. Bu anıtsal mezarlığın mermer kemerlerinde, Haçlı seferleri sırasında Kudüs’ten getirilmiş toprak yer almaktadır. Zaten Campo Santo da “kutsal toprak” anlamına gelmekte. İçeride ayrıca oyma Roma mezarları yer almaktadır. Campo Santo’da dikkat etmeniz gereken başka bir şey de revakların kuzey galerisinde yer alan Ölümün Zaferi freskidir. 14. Yüzyıl tarihli bu fresklerde, değişik alegorik sahneler betimlenmiştir. Bunun ziyaret saatleri de Vaftizhane’yle aynıdır. Biletleri yine aynı linkten alabilirsiniz.
Museo dell’Opera del Duomo
1986 yılında açılan ve Mucizeler Meydanı’nda yer alan bu müzede daha önce Duomo ya da Vaftizhane’de yer alan eserler sergileniyor. Müze binası da Katedral’in 13. Yüzyıldan kalma eski toplantı binasıdır. Müzede 13. Yüzyıldan kalma heykeller, 15. Yüzyıldan kalma resimler, Roma ve Etrüsk kalıntıları, 12. Yüzyıl tarihli papaz kıyafetleri ve Nicola ve Giovanni Pisano’nun bazı eserleri de yer almaktadır.
Pisa’da ismini Sinop’tan alan Mueso delle Sinopie Müzesi’nin ilginç hikayesi
Mucizeler Meydanı’nda yer alan başka bir müze de Museo delle Sinopie. Museo dell’Opera del Duomo kadar ilgi görmese de biz Türkler ve özellikle de Sinoplular için çok ilginç bir hikayesi var =) Müzenin adından da anlaşılacağı gibi Sinop’la bir ilgisi var. Müzeyi ilk duyduğumda çok ismi ilişkilendirmesem de merak edip tarihini araştırınca ismini Sinop’tan aldığını öğrendim. Hikayesi de oldukça ilginç. Bu müzede aslında Campo Santo mezarlığının bazı fresklerinin taslakları yer alıyor. Campo Santo’da aralarında Francesco di Traino, Piero di Puccio ve Benozzo Gozzoli gibi meşhur ustaların fresklerinin de yer aldığı birçok fresk dizisi yer almaktaydı. Ancak 1944 yılındaki 2. Dünya Savaşı bombardımanında bombalardan biri Campo Santo’ya düşüyor ve yangın çıkıyor. Yangın sırasında duvardaki fresklerin birçoğu yere düşüyor ve ciddi derecede hasarlanıyor. Ancak düşen fresklerin yerinde fresk yapılmadan önce hazırlanmış olan eskizler/taslaklar yer alıyor.
Bu taslaklar o dönem Sinop’tan getirilen toprakla yapılıyormuş yani bir nevi mürekkep gibi kullanılıyormuş ve bu taslaklara da Sinopie deniliyormuş. Bombardıman sonrası duvarda beliren bu Sinopie’ler özenle yerlerinden çıkarılarak panolara aktarılıyor ve bu müzeye koyuluyor. Müzenin ismi de Sinopie Müzesi oluyor. Bu arada bu Sinopie’lerin fresk ressamlarının çalışma yöntemleri hakkında bilgi verdikleri için ayrıca önemli olduklarını da belirteyim. Müze binası da 1257 yılında Giovanni di Simone tarafından yapılan Santa Chiara Hastanesi’nin restore edilmiş bir kanadı. Müzeye bilet ücreti 5 Euro ancak Mucizeler Meydanı’ndaki başka yerlerle beraber alırsanız daha indirimli gelebiliyor. Yine aynı linkten alabilirsiniz. Şimdi soruyorum size, Dünya’nın en meşhur ve en turistik meydanlarının birinde ismini Sinop’tan almış bir müzeye rastlamak sizce de çok ilginç değil mi? =)
Piazza dei Cavalieri (Şövalyeler Meydanı)
Pisa’da Mucizeler Meydanı’ndaki eserleri gördükten sonra uğramanız gereken ikinci meydandır burası. Bu meydan öğrenci semtinin tam ortasında yer alıyor. Meydana girdiğinizde dikkatinizi Palazzo dei Cavalieri yani Şövalyeler Sarayı çeker. Bu saray, Pisa şehri Floransa’nın egemenliğine girdikten sonra 1562 yılında Vasari tarafından, Cosimo’nun bir yıl önce kurduğu Cavalieri di Santo Stefano şövalye birliğine karargâh olsun diye yapılıyor. Binanın önünde gördüğünüz heykel de Cosimo’ya aittir. Bu saray bugün Pisa Üniversitesi’nin en önemli ve seçkin fakültelerinden biri olan Scuola Normale Superiore’ye ev sahipliği yapıyor. Aslında şehir Floransa’nın egemenliğine girmeden önce burada belediye sarayı varmış ancak I. Cosimo belediye sarayını yıktırmış ve bu Şövalye karargahını yapmış.
Meydanın hemen yanında göreceğiniz kilise de yine Şövalyeler kilisesidir (Santo Stefano dei Cavalieri) ve süslü tavanı da yine Vasari tarafından tasarlanmıştır. Palazzo dei Cavalieri’nin yanındaki diğer önemli eser de eski bir Orta Çağ hapishanesi olan Palazzo dell’Orologio’dur. Bugün Scuola Normale Superiore fakültesinin kütüphanesi olarak kullanılan bina, 1288 yılında ihanetle suçlanıp çocukları ve akrabalarıyla buraya atılan Pisa Belediye Başkanı Kont Ugolino’nun trajik hikayesiyle meşhurdur. Erkek çocuk ve yeğenleriyle burada katledilen Kont Ugolino, Dante’nin İlahi Komedyasında bile yer bulmuştur.
Museo Nazionale di San Matteo Müzesi ve Santa Maria della Spina Kilisesi
Mucizeler meydanı ve Şövalyeler meydanından sonra Pisa’da önce biraz ara sokakları keşfettik sonrasındaysa şehrin tam ortasından geçen Arno nehrinin etrafında yürüyüş yaptık. Şehirde görülmesi gereken diğer iki önemli eser olan Museo Nazionale di San Matteo ve Santa Maria della Spina Kilisesi Arno nehrinin kıyısında yer alıyor. Doğu tarafta Arno nehrinin kuzey kıyısında yer alan Museo Nazionale de San Matteo aslında Orta Çağ’dan kalma bir rahibe manastırı. 12. Ve 17. Yüzyıl arası Pisa ve Floransa sanatının genel görünümüne tanıklık etmek ve bazı Rönesans heykellerini görmek için burayı ziyaret edebilirsiniz. Santa Maria della Spina ise batı tarafta Arno nehrinin güney kıyısındaki ilginç görüntüsüyle dikkat çekiyor. Oldukça küçük olan bu kilise, çarmıha gerilişinden önce İsa’ya giydirilen dikenli taçtan bir dikeni barındırmak için inşa edilmiş. Kilise, çatısındaki kule külahları ve havari ve aziz heykellerinin olduğu nişlerle Arno nehrinin kenarında küçük ama gösterişli bir görüntü sergilemektedir.
Arno nehrinin kenarındaki bu küçük kiliseyi de görüp uzun bir yürüyüş de yaptıktan sonra ara sokaklardan geçerek tren istasyona geliyoruz. Sabah Lucca’yla başlayan maceramız akşama Pisa’dan Floransa trenine binerek son buluyor. Trenle Pisa Floransa arası ortalama 80 km ve yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yolculuktan sonra tekrar Floransa’ya Santa Maria Novella tren istasyonuna varıyoruz. Biletimizi daha önce de belirttiğim gibi önceden almıştık ve fiyatı kişi başı 8.40 Euro’ydu. Burada tekrar hatırlatmak istiyorum Floransa’ya dönerken Floransa Rifredi istasyonunda değil de son durakta yani Santa Maria Novella’da inin. Floransa’ya döndükten sonraki rotamız araba kiralayıp Toskana’nın köylerini gezmek ve Siena taraflarına geçmek. O yazıya kadar sevgiyle kalın!
Floransa gezi rehberi için tıklayın.
Lucca gezi rehberi için tıklayın.
San Gimignano gezi rehberi için tıklayın.
Gezibo.