Vasa Gemisi Müzesi Stockholm
İskandinavya’nın en meşhur müzesiyle tanışmaya hazır mısınız? Vasa Müzesi sadece İsveç’in değil aynı zamanda bütün İskandinavya’nın en meşhur ve en çok ziyaret edilen müzesi. Müzeyi yılda yaklaşık 1 milyon kişi ziyaret ediyor. Stockholm nüfusunun yaklaşık 800 bin civarı olduğunu göz önüne alırsak bunun nasıl yüksek bir rakam olduğunu anlayabiliriz. Vasa Müzesi’nin bu denli rağbet görmesinin nedeniyse içindeki muhteşem Vasa Gemi’sinin inanılmaz derecedeki ilginç hikayesi ve 17. Yüzyılın ayakta duran tek gemisi olmasıdır. Şimdi gelin hep beraber İsveç’in başkenti Stockholm’de yer alan bu gizli hazineyi keşfedelim.
Vasa Gemisi nerede, neden ve nasıl inşa edildi?
Vasa gemisi 17. Yüzyılda İsveç Kralı Gustav II. Adolf’un isteği üzerine İsveç Deniz Kuvvetleri’nin en büyük savaş gemisi olmak üzere Stockholm’de inşa edilmiştir. İnşası yaklaşık olarak iki yıl süren geminin yapımındaysa dönemin meşhur Hollandalı gemi yapımcısı Henrik Hybertsson görev almıştır. Her ne kadar bir savaş gemisi olarak yapılsa da bir saray ihtişamında olan Vasa’nın yapımında yaklaşık olarak 400 kişi çalışmıştır. Bu 400 kişi arasında doğramacılardan marangozlara, heykeltraşçılardan boyacılara ve yelken yapımcılarına kadar birçok meslek grubundan insan görev almıştır. Üç direğiyle 10 adet yelkeni barındırabilen geminin yüksekliği 52 ve uzunluğu 69 metreyken, toplam ağırlığıysa 1200 ton civarıdır. Vasa gemisi bitirildiğinde dönemin en büyük ve en güçlü gemisi olmak üzere inşa edildi. Asıl inşa nedeniyse İsveç kralının kuzeni olan Kral Sigismund tarafından yönetilen Polonya’ya savaş açmaktı. Gemiye de o dönemki İsveç soyunun ve armasının ismi olan Vasa ismi verilmiştir.
Vasa Gemisi’nde neler vardı?
Vasa gemisi sadece bir savaş gemisi olarak değil aynı zamanda gösterişli bir yüzen saray olarak da inşa edildiği için üzerinde sayısız değerli sanat eseri barındırmaktaydı. Zira battığı yerden 333 yıl sonra tekrar gün yüzüne çıkarıldığında onunla beraber 700 adet heykel ve 14000 parça tahta cisim de kurtarılmış olacaktı. İlk yapıldıklarında boya ve yaldız kalıntılarıyla süslenen bu heykeller dini kahramanları, Roma imparatorlarını, Yunan tanrılarını ve çeşitli deniz canlılarını temsil ediyordu. Bütün bunları yapmanın esas amacıysa şüphesiz İsveç Krallığın gücünü ve ihtişamını yüceltmekti.
Vasa Gemisi neden battı?
Yapımında farklı meslek gruplarından yaklaşık 400 kişilik bir kadronun çalıştığı Vasa gemisi sadece dönemin en güçlü savaş gemisi olmak için inşa edilmemişti. Aynı zamanda yüzen ihtişamlı bir saray olarak da inşa edilen Vasa’nın yapımı yaklaşık iki yıl sürdü ve gemi Stockholm’de Baltık deniziyle buluşmaya hazırdı. Ve nihayet beklenen gün gelmiş ve Vasa, yalnız yapımını dört gözle bekleyen Kral’ın değil aynı zamanda bütün İsveçlilerin hayallerini gerçekleştirmek ve düşmana koylarını dar etmek için sulara iniyordu. Tarih 10 Ağustos 1628’di. Geleneklere göre geminin ilk seferinde mürettebata eşleri ve çocukları da eşlik eder ve bu tarihi anları beraber yaşarlardı. Gemideki tayfanın sayısı 150 civarıydı. Söylenene göre geminin sulara indirildiği gün Kral Gustav Adolf Baltık denizinin karşı kıyısında Finlandiya’da bulunmaktaydı ve o hayalini kurduğu gemiye kavuşup Polonya’daki kuzenine haddini bildirmesi için herkesten çok sabırsızlanıyordu.
Vasa kendisini selamlayan coşkulu kalabalık arasında limandan ayrılmak için yelken açmaya başlamış ve liman çıkışına doğru yol almaktaydı. Tam o esnada şiddetli bir fırtına çıkar ve Vasa’yı yan yatırır ve bu Vasa’nın yaşadığı ilk şoktur ancak kendisini toparlamasını bilir. Ancak tam o esnada gelen ikinci bir fırtına darbesi Vasa’yı tekrar yan yatırır ve açık olan top lomarlarından su almasına sebep olur. İçine su dolmaya başlayan Vasa kendini toparlayamaz ve 150 tayfasıyla beraber sulara gömülmeye başlar. Gerisi bir yanda yaşanan şok ve hayal kırıklığının sessizliği, diğer yanda yaşanan facianın ve can pazarının inanılmaz gürültüsüydü. Ve döneminin en güçlü savaş gemisi ve aynı zamanda da en ihtişamlı yüzen sarayı olan Vasa, denize açıldıktan yaklaşık 20 dakika sonra Baltık denizinin yaz aylarında bile buz kesen soğuk sularına sessizce gömülmüştü. Kral olup bitenden habersiz Baltık Denizi’nin karşı kıyısında hayallerini süsleyen Vasa’yı beklerken, Stcokholm’de tam bir can pazarı yaşanıyordu. Dahası böyle bir haberi Kral’a vermeye kimse gönüllü değildi ama Kral er ya da geç olup biteni öğrenecek ve Vasa’nın yasını tutacaktı.
Şimdi gelelim dönemin en güçlü savaş gemisi olan Vasa’nın neden battığına. 17. yüzyılda gemi mühendisliği her ne kadar çok gelişmemiş olsa da o dönemde inşa edilen gemilerin oldukça başarılı olduğu söylenebilir. Bunun nedeniyse daha önce yapılan modellerin çizimlerinin dikkate alınması ve bir nevi tecrübelerden ve deneme yanılma yöntemlerinden faydalanılmış olmasıdır. Ancak bu durum nadir de olsa yaratıcılarının karşılarına çıkacak kötü sürprizleri yok edecek düzeyde değildi. Vasa’yla ilgili de günümüzde ulaşılan evraklarda görüldüğü kadarıyla, geminin planlarının inşaat başladıktan sonra kısmen değiştirildiğini ortaya koymaktadır. Bunun nedeniyse Kral’ın Vasa’dan daha önceden planlandan daha fazla top taşımasını istemesidir. Gemi planlarında yapılan bu değişiklik geminin dengede kalabilmesi için görev yapan safra’nın yetersiz hale gelmesine ve bu da gemi denize açıldıktan yalnız 20 dakika sonra karşılaştığı fırtınada dengesini sağlayamayıp batmasına sebep olmuştur.
Vasa Gemisi’nin yeniden keşfi ve gün yüzüne çıkarılışı
Vasa gemisi battıktan sonra tam olarak 333 yıl boyunca sular altında kalmıştır. Ta ki keşfini sağlayacak Anders Franzen 1950’lili yıllarda onu aramaya başlayana kadar. Çocukluğundan beri Stockholm çevresindeki batıklara büyük bir ilgi duyan Franzen 333 yıl sessizce bekleyen Vasa’yı 1956 yılında yeniden keşfetmiştir. Vasa’nın su üstüne çıkarılması için yürütülen çalışmalar yıllarca sürdü ve nihayet 24 Nisan 1961’de Vasa Gemisi tekrar gün yüzüne çıkarıldı. Vasa’yla beraber mürettebata ait kemikler ve eşyalar da çıkarılmıştı. Ayrıca Vasa, denizin dibinde hiçbir darbeye maruz kalmadığı için bütünlüğünü ve orijinalliğini koruyordu. Ancak tahta kısımları kararmış ve demirler paslanmıştı. Bu nedenle gemiyi tekrar eski görüntüsüne kavuşturmak için çalışmalar başlatıldı ve beraberinde çıkarılan parçalar bir puzzle gibi teker teker temizlenerek yerlerine takıldı. Bugün ziyaret edenlerin gördüğü Vasa Gemisi’nin %95’lik kısmı orjinal parçalardan oluşmaktadır. Büyük çoğunluğu ahşap olduğu için ve bunun da bir ömrü olduğu için yetkililer Vasa’yı mümkün olduğu kadar uzun süre yaşatmak için hala araştırmalarına devam etmektedir.
Vasa müzesi nerede ve nasıl gidilir?
Vasa Müzesi ya da İsveçce adıyla Vasamuseet Stockholm’deki Djurgården adası üzerinde yer almaktadır. Djurgården adası doğal güzelliğiyle şehirde muhteşem manzaralar sunan en güzel adalardan biri diyebiliriz. Burası aslında eski zamanlarda kraliyet av alanıydı. Günümüzde şehir merkezinde yer alan bu ada her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen bir çekim merkezidir. Bunun nedeniyse Dünya’nın ilk açık hava müzesi olan Skansen başta olmak üzere, Astrid Lindgren’in çocuk kitaplarının karakterlerini bulabileceğiniz Junibacken çocuk müzesi, Gröne Lund Eğlence Parkı, Abba, Nordic ve Vasa Müzesi gibi birçok ilgi alanının burada yer almasıdır. Ayrıca adanın sunduğu güzel manzaralar nedeniyle şehirdeki en güzel yürüyüş rotalarından biri olduğunu da söylemem gerekiyor.
Vasa Müzesine Ulaşım
Djurgårdsbron köprüsünü geçtikten sonra sağa dönüp ilerlediğinizde Nordicmuseet’in önünden geçerek Galärvarvsvägen 14 adresindeki Vasa Müzesine ulaşırsınız. Vasa müzesi Stockholm merkez garına yaklaşık 30 dakika, Karlaplan metro istasyonuna ise 10 dakika yürüyüş mesafesindedir.
Tramvay ile gitmek isterseniz Hamngatan’dan Tramvay 7’yle (Spårvagn 7) Nordiska museet/Vasa museet durağında inebilirsiniz.
Otobüs ile Vasa Müzesine gitmek isterseniz Stockholm merkez garı ya da Sergels Torg’dan geçen 69 numaralı otobüse binip Djurgårdsbron durağında inebilir ya da Karlaplan’dan 67 numaralı otobüse binip Nordiska Museet/Vasamuseet durağında inebilirsiniz.
Feribotla gitmek isterseniz de Slussen/Gamla Stan’dan ve ayrıca yaz aylarında Nybroplan’den Djurgården adasına ulaşım sağlayabilirsiniz. Eğer kendi aracınızla gidiyorsanız da Djugården adasında park alanı kısıtlı olduğu için aracınızı Strandvägen ya da Narvavägen civarına park etmenizi öneririm.
Vasa Müzesi ziyaret saatleri
Müze içerisinde hediyelik eşya satan bir dükkân, bir restoran ve gemiyi anlatan sergi alanları bulunmaktadır. Müzede günün birçok saatinde ücretsiz İngilizce rehberlik yapılmaktadır. Gemi hakkında çok değişik bilgiler öğrenebileceğiniz bu turlara kesinlikle katılmanızı öneririm. Müzeye girdiğinizde oradaki görevlilere sorarsanız ücretsiz rehberliğin nerede ve ne zaman başlayacağını söylerler.
Vasa müzesi ziyaret saatleri: Haziran-Ağustos Aylarında, 08:30 – 18:00 (Restoran 09:30-17.30)
Ocak-Mayıs ve Eylül-Aralık aylarında, 10:00-17:00, ancak Çarşamba günleri 10:00-20:00 (Restoran kısmı 10:00-16:00). Müze 1 Ocak ve 23-25 Aralık tarihleri arasında kapalıdır.
Vasa Müzesi ücretleri
0-18 yaş arası ücretsiz / Yetişkinler 130 İsveç Kronu / Öğrenciler (kimlik göstermek zorunludur) 110 İsveç Kronu.